tedarik zincir yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tedarik zincir yönetimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ocak 2010 Pazartesi

Tedarik Zinciri Yönetiminin Yapısı - ERP ve MRP Sistemleri



Tedarik Zinciri Yazılımının Evrimi
1998 öncesi: Bu tarihe kadar altı çeşit temel planlama ve gerçekleştirme yazılımı bulunmaktaydı. Bunlar Kurumsal Kaynak Planlaması (Enterprise Resource Planning, ERP), Tedarik Zinciri Planlaması (Supply Chain Planning, SCP), Sipariş Yönetimi Sistemleri (Order Management Systems, OMS), Depolama Yönetim Sistemleri (Warehouse Management Systems, WMS), Üretim Uygulama (Manufacturing Execution Systems, MES) ve Nakliye Yönetim Sistemleri’dir (Transportation Management Systems, TMS). Her biri kendi açısından tedarik zinciri ile ilgilidir ve diğer çeşitlerle çok az bağlantısı bulunur.

1998-2001: Güncel geliştirme çalışmaları söz konusu altı yazılım tipinin bağlanması ve bütünleştirilmesi üzerine yoğunlaşmıştır. Amaç bağımsız safhalar yerine bütün olarak tedarik zinciri ile ilgili çalışan paket programlar oluşturmaktır. Son zamanlara kadar WMS’nin TMS paketleri ile bağlanması üzerinde durulmaktaydı. Bir sonraki safha ise OMS ile WMS arasında bağlantı inşa edilmesi olacaktır. Bu çabalar rağmen, altı yazılımın her biri de özelliklerini korumaktadır.

2001-2004: Bu altı güncel yazılım tipi ilk olarak bütünleştirildikten sonra, isimleri hala kullanılıyor olacaktır. Bu kısmen, gerçekte elde edilen bütünleşme seviyesini yansıtıyor olacaktır. Bu ayrıca da çeşitli paket programların göreli gücünün sonucu olacaktır.

2004 sonrası: Temel hedef tam olarak bütünleşmiş tedarik zinciri yönetimi paket programlarının üretilmesidir. Bunlar, tedarik zincirinde zaman, maliyet ve işçilere ihtiyaç duyulmaması için gerekli bütün planlama ve uygulama fonksiyonlarını gerçekleştirecektir. Bunlar karmaşık ve maliyetli olacaktır ve bazı kimseler bu gün ERP’de olduğu gibi kurulmasının güç olacağını düşünecektir. Ancak, lider işletmeler pazardaki konumlarının muhafaza edilmesi veya iyileştirilmesi için önemli oldukları kanaatine varacaktır.

Gelecekteki tedarik zinciri yönetimi yazılım paketlerinin temel altı bileşeni iki önemli fonksiyonu yerine getirecektir. Bunlardan biri planlama (tahmin ve çizelgeler) ve diğeri de plana dayalı uygulamadır (faaliyetlerin dinamik bir biçimde yönetimi).

Yazılım Çeşitleri
ERP ve SCP, planlama kategorisine girerken, MES, WMS ve TMS uygulama kısmındadır. OMS iki kategorinin arasındadır, çünkü planlamanın son adımını ve uygulamanın da ilk adımını oluşturmaktadır. ERP ile planlamaya başlanır. ERP bir işletmenin kurumsal kapsamda finansı, insan kaynakları, satın alma, sipariş verilmesi ve ilgili idarî fonksiyonlar üzerine yoğunlaşmıştır.

Birçok paket program ayrıca üretime yönelik modüller bulundurmaktadır. Gerçekte, ERP genel olarak eski malzeme ihtiyaç planlaması (MRP) ve üretim kaynak planlaması (MRP II) paket programlarının bir ileri safhası olarak düşünülmüştür.

ERP seçenekleri arasına bazı sipariş ve nakliye yönetimi imkanı dışında depolama kontrolü de eklenmiştir. Buna karşın, sonuçta geleceğin bütünleşik yapısı oluşmamıştır. Bunun yerine söz konusu yazılım ERP tedarikçileri dışındaki şirketler tarafından yazılmış ve temel yapıya eklenmiştir.

ERP’nin genel olarak farkına varılan güçlü olduğu konu, ortaklık finanslarının tahmin ve yönetimi olmuştur. Bu, ERP’nin gelecekte avantajı olacaktır. Finansal açıdan etkili olmak için maliyet, gelir, depolama ve üretim araçları gibi mallar ve envanterler de dahil olmak üzere pasifleri içeren veritabanlarına ihtiyaç vardır. Bu veritabanları siparişlerin ve bunları en yüksek seviyede yerine getirilmesinin ne kadara mal olacağının analizi ve değerlendirilmesi için gerekli bilgileri sağlayacaktır. ERP, bir siparişin yerine getirilmesinin maliyetini verebilir, tedarik seçeneklerini belirleyebilir ve siparişlerin kârlılığını gösterebilir.

SCP yazılım paketleri sipariş talebi ile başlayan ve bu talebin ne şekilde ve ne zaman karşılanabileceğini belirleyen analitik araçlardır. Kurumsal seviyede veya birimler seviyesinde planlama yaparlar. Bu belirlemeleri yapmak için, bilgilerin bir kısmı bir ERP sisteminden veya başka bir merkezî veritabanından gelebilir.

Son zamanlarda tedarik zinciri planlaması birçok yeni forma dönüşmüştür. SCP orijinal olarak imalathane tabanına odaklanmıştı ve ileri seviyede planlama ve çizelgeleme olarak bilinmekteydi. Envanter planlaması, tedarik zinciri şebeke tasarımı, üretim planlaması, talep planlaması gibi birçok modülden meydana gelmiştir. Her bir modülün SCP içinde kendi bir yeri vardır ve planlama verimliliğini arttırmak için hepsi bütünleşmiştir.

APS depolama ve dağıtım alanını da kapsayınca yeni modüller ortaya çıkmıştır. SCP’nin operasyonel verimlilikte çeşitli şekilde önemli etkisi vardır. Önde gelen SCP tedarikçilerinden Manugistics aşağıdaki üç örneği sunmaktadır:

- Kimya devi Rohm & Haas, zamanında teslimatları %85’ten &96’ya yükseltmiştir.
- Yoğurt üreticisi Dannon envanter çevrimlerini %30 arttırmış ve envanter seviyelerini %20 azaltmıştır.
- Glaxo Wellcome müşteri servis seviyelerini %97’den %99,5’e yükseltmiştir.

OMS planlama ve uygulama yazılımının arasındadır. Bir sipariş yönetimi sistemi siparişleri alır ve planlama kısmını tamamlamak için kurumsal tabandaki envanterin mevcut olup olmadığını belirler. Söz konusu yazılım ardından, MES, WMS ve TMS’ye iletmek üzere siparişlerin önceliğinin belirtilmesi ve optimize edilmesi gibi uygulamaya giren görevleri bazı görevleri yerine getirir. Müşteri servisleri bölümüne bağlantılar da bulunur, çünkü OMS parçaların mevcut olmasına göre beklenen gönderme ve teslimat tarihlerini geliştirebilir.

OMS planlama ve uygulama yazılımlarının bütünleşmesine olan ihtiyaca iyi bir örnektir. Veritabanındaki üst seviyedeki bilgilere ulaşamadıkça karar veremez. Aşağı seviyedeki uygulama yazılımıyla bağlantılı olmama durumunda, verdiği kararlar işleyebilecekleri yere iletilemez.

Uygulama kısmında MES, WMS ve TMS bulunur. Üçü de kendi açılarından siparişlerin yerine getirilmesi üzerine odaklanmıştır. Örneğin MES parçaların üretilmesini sağlar. WMS bu parçaların depoda bulundurulmasını yönetir. TMS ise siparişleri en uygun taşıyıcılara iletir.

Üretim uygulama sistemleri imalathane tabanını kontrol eder. MES siparişlerin yerine getirilmesi için, müşteri tarafından ihtiyaç duyulduğu zaman tamamlanmış ürünün zamanında meydana getirilmesi için gerekli tüm kaynakları (teçhizat, envanter ve işçileri) yönetir. Bu kaynakların gerektiği şekilde tahsisini, korunmasını, çizelgelenmesini ve dağıtımını gerçekleştirir.

Bunların yerine getirilmesi, gerçek zamanlı verilerin kullanıldığı dinamik kontrolü gerektirir. Bu ise, MES’in değişen durumlarla ilgilenmesine olanak verir. Örneğin söz konusu yazılım, makinelerin çalışmadığı zamanların eksikliğini çalışma guruplarının rotasyonu ve öncelikleri yeniden ayarlayarak giderir.

MES kullanıcılarının kazandığı faydalar arasında:
- Temin sürelerinin %20’den fazla azaltılması
- Üretim çevrim zamanının %30 kadar kısılması
- Yarı mamul seviyelerinin %30’dan fazla azaltılması bulunmaktadır.

WMS mamuller üretildikten sonra devreye girmektedir. WMS, MES’e benzer bir biçimde siparişlerin yerine getirilmesi için gerekli kaynakların gerçek zamanlı kontrolünü sağlar. Teslimattan göndermeye kadar olan envanter, insan ve ekipmanı yönetir. Envanterler WMS’nin seçtiği bir noktaya bırakılır. Siparişler, WMS’nin belirlediği en verimli yolla belirgin bir sıra ile seçilir.

WMS’nin kazandırdığı faydalar arasında daha kısa sipariş iyileştirme zamanları, daha yüksek seviyede envanter istikrarı, daha fazla siparişin yerine getirilmesi bulunur. Bir işletmenin tedarik zincirinin son safhası TMS’nin yönetimi altındadır. TMS’nin operasyonel verimlilik dışındaki gerçek potansiyeli, maliyet kazanımlarıdır. Bir işletmenin lojistik maliyetlerinin %70’inin nakliyeyle ilgili olduğu tahmin edilmektedir. Bir TMS ile nakliyat verimsizlikleri, gereksiz maliyetler ve fazla olan işçiler minimize edilmektedir. Bu, söz konusu yazılımın nakliyatı ve nakliyeci seçimini otomatikleştirmesi sayesinde gerçekleşmektedir (Forger, 1999).

http://www.pargesoft.com/ Microsoft Dynamics ERP Çözüm Ortağı

30 Eylül 2009 Çarşamba

Microsoft Dynamics NAV - Perakende Sektörü Çözümü





Perakende
Rekabetin yoğun baskısı, sürekli değişen ürün portföyleri, yüzlerce farklı ürün, sürekli değişen müşteri tercihleri ve kitlesel bir pazarda ayakta durabilmek… Bu ve daha birçok özellik perakende sektörünü zorlu bir savaş alanı haline getiriyor. Bu dev sektör sadece ABD’de yılda 3.8 trilyon dolarlık bir hacim yaratıyor.Dünyanın en dinamik sektörlerinden biri olan perakende son yıllarda ülkemizde de oldukça hızlı bir ivme kazandı. Dünyanın dev perakende şirketleri birbiri ardına ülkemize yatırım yapıyor.

Perakendenin bir diğer önemli özelliği binlerce farklı şirkete iş imkanı yaratması. Dev perakendecilerin birlikte çalıştığı tedarikçileri düşünüldüğünde her bir bağımsız operasyon, binlerce alt süreçten oluşan kapsamlı bir yapı olarak görülüyor. Kısacası perakende sektörü dinamizmin ve işbirliği içerisinde çalışmanın rekabetle birleştiği nadir sektörlerden bir tanesi. Elbette ki böylesine bir sektörde her ölçekten işletme birçok konuda verimli ve düşük maliyetli bir yapı oluşturmanın çabası içerisinde.

Stokların kolaylıkla izlenmesi ve yönetilmesi
Perakende sektörünün en önemli konularının başında stokların etkin yönetilmesi geliyor. Pazar şartlarının değişkenliği göz önüne alındığında stok yönetimi aslında bir risk yönetimi yaklaşımından farksız. Ayrıca bu süreç yeterince başarılı yönetilmezse önemli bir zaman kaybına neden oluyor. Bu nedenle günümüzün modern perakende şirketler, stokların manuel olarak sayıldığı, zaman ve insan kaynağı gerektiren sistemden çok daha otomatize bir sisteme geçmenin çabası içerisinde. Böylesi bir sistem için gelen tün stok unsurlarının kaydedilmesi, iş sürecinde bu unsurların istenilen noktada takip edilmesi ve farklı stok yönetimi metotlarına göre etkin biçimde yönetilmesi gerekiyor. Diğer yandan bu bilgilerin gerekli noktalarda paylaşılması, bilgiler ışığında kapsamlı raporların oluşturulması önem kazanıyor.

Satış noktası aktivitelerinin hızlandırılması
Perakende süreçlerinde verimli ve uygun maliyetli bir yapı için satış noktası operasyonu büyük öneme sahiptir. Müşteri ile temas noktası olan bu aşamada hız, doğruluk ve özelleştirilmiş hizmet oldukça önemlidir. Müşteri temsilcileri veya kasiyerlerin özelleştirilmiş ekranlar üzerinden en son fiyatlara anında erişebilmeleri, ürünlerin mevcut olup olmadığını ve stok durumlarını kontrol edebilmeleri sürecin daha akıcı olması açısından önemli bir gereklilik. Ayrıca müşterilere ait bilgilere anında erişim, farklı ödeme biçimlerini entegre edebilme,iadelerin yönetimini gerçekleştirebilme zaman açısından da önemli kazanımlar sağlamakta .

Entegre bir yapı, etkin bilgi paylaşımı
Perakende sektöründe karmaşık ve dağınık bir yapı vardır. Genelde ülke çapına yayılmış onlarca bazen dünya ölçeğinde binlerce farklı mağazayı bir arada yönetmek, her mağazada aynı hizmet kalitesini oluşturmak oldukça zorlu bir iştir. Bunu başarmak için merkezi bir bilgi merkezi üzerinden tüm müşteri verilerine erişebilmek, coğrafi sınırların ötesinde etkin bilgi paylaşımını sağlamak gerekir.

Müşteri odaklı bir yapı
Müşteri beklentilerini önceden görebilmek perakende sektöründe kilit başarı faktörüdür. Bu beceri, sadece satışları artırmakla sonuçlanmaz. Merchandising aktivitelerinin planlanması, stokların belirlenmesi, teknolojik yatırımların konumlandırılması ve marka yönetimi gibi alanlarda da önemlidir. Müşteri odaklılık özellikle orta ölçekli şirketler için çok daha önemlidir. Daha esnek ve daha aksiyona yatkın yapıları sayesinde bu şirketler, pazardaki eğilimleri ve müşteri beklentilerini öngörme becerisi kazandıkları ve müşteri davranışlarını analiz edebildikleri zaman reaktif bir yapıdan proaktif bir yapıya geçerek önemli bir kazanım elde edebilir. Bu konuda ilginç bir örnekler vermek gerekirse ABD kökenli bir girişimcinin başına gelenlere göz atmak yeterli. 2001 yılında büyük bir krizde oldukça sıkıntılı duruma düşen bu şirket, iflasın eşiğine geldiğinde yapacak pek fazla bir şey yoktu. Şirketin sahibi hemen geçmiş satışları inceledi ve kendisi için en değerli müşterilerin bir listesini oluşturdu. Daha sonra bu müşterilerden ilişkileri iyi olanlara, kendi adlarına özel yazılmış mektuplar göndererek içinde bulunduğu durumu anlattı ve destek alım yapmalarını rica etti. O güne kadar oldukça iyi ilişkilerine dayanarak müşterilerin hepsi, önemli destek alımları yaptılar ve satışlar birkaç ay içerisinde yüzde 40 arttı. Küçük ölçekli olsa bile müşteriler ile iyi ilişkilerin ne derece önemli olduğunun göstergesi.

Tedarik zinciri yönetimi ve tedarikçi ilişkileri
Perakendenin en zorlu tarafı, değer zincirinin yönetimidir. Yüzlerce farklı tedarikçi ile çalışan, onlarca farklı konumda bu ilişkileri yönetmek zorunda kalan perakendeci şirketler, tam bir entegrasyon gerçekleştirmek zorundadır. Bu şirketler ile tedarikçileri arasında şeffaf bir yapı oluşması, birbirleri ile etkin biçimde bilgi paylaşımı gerçekleştirmeleri ve birbirlerinin iş süreçlerini desteklemeleri gereklidir. Örneğin ülkemizin büyük perakendecilerinden bir tanesi bazı dönemlerde belirli ürünleri tedarik etmekte zorlandığında tedarikçileri ile ortak bir e-iş platformu oluşturma yoluna gitti. Bu yapı sayesinde ana şirket ile tedarikçileri bilgilerini paylaşmaya başladı. tedarikçiler, şirketin satışlarını izleme ve analizler yaparak kapasitelerini bunlara göre ayarlama imkanına kavuştu. Şirket ise perakendecilerin stok durumlarını görerek gerekli hacimde alım için yeterli ürün olmadığı durumlarda başka tedarikçilerden de destek alımlar yapma ve malı zamanında tedarik etme şansına kavuştu. Böylece ana şirket ürün eksikliği yaşamazken, tedarikçiler de doğru yatım yapma ve kapasite planlamasını etkin gerçekleştirme avantajı kazandı.

Microsoft CRM: Müşteri Kraldır
Perakende sektörü kadar müşteriye dokunan bir başka sektör yoktur. Bu nedenle Microsoft CRM’in satış ve müşteri hizmetleri özellikleri, bu sektörde başarılı olmak isteyen tüm şirketler için vazgeçilmez. Bilgiye etkin biçimde erişmek, özelleştirilmiş kampanyalar yaratmak, müşteri profillerini analizlere ve raporlara dökmek Microsoft CRM’in sağlayacağı özelliklerden sade birkaçı.

Perakendenin Hızında Çözümler: Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV

Söz konusu sektör perakende olunca hız, verimlilik ve etkin yönetim en önemli ihtiyaçlar haline geliyor. Microsoft Business Solutions ERP çözümler Microsoft Dynamics AX ve Microsoft Dynamics NAV, bu sektörün hızına ayak uydurmak isteyen şirketler için yegane çözümler. Üretim planlamasından stok kontrolüne, proje yönetiminden tedarik zinciri yönetimine, insan kaynaklarından finansa dek her noktada süreçlerin yönetimini sağlayan bu çözümler, perakendede rekabetçiliğin en büyük sırrı.

10 Eylül 2009 Perşembe

Microsoft Dynamics NAV, Tedarik Zincir Yönetimi



Tedarik Zinciriniz Ne Kadar Verimli?
Kurumların tek başına iş yaptığı günler geride kaldı. Artık her kurum kendi iş ortakları ile birlikte bir bütün oluşturmak zorunda. Tedarik zinciri de bu yapının en önemli halkası. Tedarik zincirinde yer alan iş ortakları ve müşterilerle olan etkileşimin en üst seviyeye çıkarılması büyük önem kazanıyor. Bu etkileşimin sağlanması ile birlikte değişen müşteri beklentilerine yönelik ürünler çok daha hızlı ve kolay biçimde hayata geçirilebiliyor. Ayrıca kurumlar, stok yönetimi, depolama sistemlerinin yönetimi gibi birçok süreçte önemli kazanımlar elde edebiliyor. Farklı ilişkilere yönelik farklı ortamlar üzerinden gerçekleştirilen bu işlemlerde kişiselleştirilmiş portal yapılarından merkezi veritabanlarına dek birçok özellik kullanılabiliyor.


Otomatik Veri Toplama : Stok kontrolünde en önemli aşama, bu süreçteki verilerin doğru biçimde toplanması ve işlenmesidir. Microsoft Dynamics NAV sayesinde stok süreçlerinin her noktasında, gerçek zamanlı veriler toplamak bu verilere gerçek zamanlı olarak erişmek mümkün olur. Bunun sonucunda da stok süreçleri çok daha verimli, akıcı ve az maliyetli bir yapıya kavuşur. Örneğin Radyo Frekansı teknolojileri kullanılarak stoklar sayılır sayılmaz sisteme otomatik olarak işlenebilir. Bu süreçler otomatize edildikçe insan hatası olasılığı düşer, stok dönüşlerinin yoğun olduğu zamanlarda daha hızlı işlem yapma şansı kazanılır ve bilgiler anlık geldiği için stoklama alanı daha etkin planlanarak hacim kazanılır. Elbette ki tüm bunların sonucunda stok maliyetleri ve zamandan büyük tasarruf elde edilir.

Dağıtım : Dağıtım süreçleri tedarik zincirinin en önemli süreçlerinden biri olduğu kadar birçok maliyet noktası oluşturmasıyla da ön plana çıkar. Dağıtım süreçlerinin otomasyonu ve optimizasyonunu mümkün kılan Microsoft Dynamics NAV, zamanında ve doğru servis imkânı verir. Bunun sonucunda sadece zaman ve maliyet tasarrufu sağlanmıyor, ayrıca hizmet kalitesi artırılarak müşteri tatmini sağlanır. Örneğin bir sipariş geldiğinde anında onaylamak ve fırsatı değerlendirmek için stok bilgilerini anlık olarak görmek,stok bilgilerini talep analizleriyle destekleyerek fazla stoğu azaltmak, iş ortaklarınız ile daha iyi bir işbirliği ortamı oluşturarak taleplere daha hızlı yanıt verebilmek için Microsoft Dynamics NAV ideal bir ortam sunar.

Stok yönetimi : Microsoft Dynamics NAV stok yönetimi süreçlerinde önemli kolaylıklar sağlar. Microsoft Dynamics NAV kullanan şirketler, birden çok konumdaki farklı stokları tek bir noktadan yönetebilme, depolar arasındaki stok hareketlerini kontrol edebilme, stoksuz çalışan müşterilere anlık teklifler iletebilme, stokta kalmayan maddeler için alternatif teklifler üretebilme ve iade süreçlerini en etkin biçimde yürütme gibi birçok avantaja sahip olur. Şöyle bir durum düşünün: gelen bir siparişte istenen ürün stok kayıtlarında görünüyor fakat bir teknisyen, malı stoktan çekip kayıt yapmayı unuttuğu için aslında bu ürün elinizde yok ve siz siparişe onay verdiniz. Zor bir durum değil mi? Microsoft Dynamics NAV’ın saha hizmetleri araçları sayesinde her bir teknisyene ait bireysel stok siteleri oluşturmak mümkün. Bu çoklu ortamın kontrolü ile stoklardaki tüm değişimleri anında sisteme girebilir ve hatalardan korunabilirsiniz.

Ambar Yönetimi : Microsoft Dynamics NAV, depolama süreçlerinin en etkin biçimde gerçekleşmesi için gelişmiş ambar yönetim özellikleri sunar. Siparişe göre depolama, çoklu sipariş depolama, sevkıyat planlama, geçici stoklama, RFID üzerinden verileri işleme gibi konuda özellikler sağlayan Microsoft Dynamics NAV, ambar yönetimini etkin kılar. Örneğin birçok ürünü aynı anda sevk etmeniz gereken bir operasyonda ürünlerin yerlerini tek tek aramak yerine Microsoft Dynamics NAV’ın ambar yönetim aracını kullandığınızda ürünün doğru konumuna anında yönlendirilirsiniz. Böylelikle doğru alana ve rafa yönlendirilen çalışanlar çok daha etkin ve fazla işlem yapma şansına sahip olur.

İade Yönetimi : Bir ürün iade ediliyorsa müşterilerin bu üründen bir tatminsizliği söz konusudur. Hangi müşterinin ürünün neden iade ettiğinin anlaşılması sorunun giderilmesi için son derece önemlidir. Ayrıca iade sürecinin uzun ve zahmetli olması müşterinin memnuniyetsizliğini artırmaktan başka bir işe yaramaz. Microsoft Dynamics NAV, müşterilerden gelen sorulara ve ürünler hakkındaki sorgulamalara en doğru biçimde yaklaşmayı mümkün kılan araçları sayesinde müşteriler ile etkili bir diyalog kurulmasına ve bunun sonucunda müşteri tatmininin artırılmasına imkân sağlar. Örneğin Microsoft Dynamics NAV’ın entegre yapısı sayesinde, bir ürünü iade eden müşteriye aynı üründen stokta olup olmadığını, eğer yok ise ne zaman stoklara gireceğini söylemek, ya da benzer özelliklere sahip ve stokta bulunan bir ürünü önermek müşteride son derece olumlu bir etki bırakacaktır.